Kısık ateşli orkestrasıydın sözde kuzgun
eflatun korkağı mevsimlenişlerin
riya ağaçlar akşama mutlaka ölü
ve öpüşmeyi bildirilerime yazdım kumrusal
doğruların önünde sadece zafer doğurgan
hülya saçlar mutlaka zamana köle...
adsızdı adlar anlamak kolaydı aslında
her adın altında bir başkası olmasa
benim karşım olan kendini karşım bilse
sade ve dürüstçe
hiçbir karşı karşı değil oysa
karşılıksızlığa...
bütün tanıdıklar önce kendilerine yabancı
ben kendime tanıdığım yabancılığa yabancı
yokuşlarla sevişirken alın terimin direnci
alın terim dirençlere tanıdık yokuşlara yabancı...
zaman teni ten bilirse biter sevili o kalabalık
şuh sonlarda toprağa gömülür kısa ve anlık tesadüfü
uzun sandığımızın yoksul yoksun yokluğu
tenden öte samimi içten yalın yankısız yalnızlığında
doğruya sevdanın
kula kulu sonsuzda kıskandıracak olan
o naif sonsuzluk...
kıt kanaat geçinir ölüm yemini bozulunca yalanın
çünkü ellerini tutmaya çalışan ben değildim hiç
seni sevme sevincimdi
seni seven sevincime kendini sevmen seyirci...
geç vakitlerde evlerin kırmızıya değen kafaları üşür
üşüşür kuşlar ağaçların karanlık kollarına
gözlerimin içinde senin sensizliğinin hayali kaybolur
uykuya dalamam...
daldığım her şey her an sana kendimle ağlaştığım olur...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder